Biliyorum uzun bir ara oldu uzun zamandır bloga aktif olarak yazı yayınlamıyorum. Öncelikle hepinizden özür diliyorum. Bu yazının bir ay gecikme nedeni ise yaklaşık iki aydır uğraştığım sağlık sorunlarım. Sicilya'ya gitmeden önce doktorum ameliyat kararı aldı fakat biz seyahat sırasında bir şey olur korkusuyla gelince yaptırmaya karar verdik. Ameliyatım iyi geçti şu an tedavi görüyorum dirseğimle ilgili bir sorun olduğundan ve sağ dirseğim olduğundan bu yazı epey gecikti farkındayım. Sicilya'ya nasıl gittim, alışveriş, yemek, gezilecek yerler gibi aklımda kalan benim fotoğrafladığım şeyleri size bu yazıda paylaşacağım. Umarım keyifle okursunuz.

Sicilya, İtalya'ya bağlı özerk bir ada. Akdeniz'in en büyük adası. İtalyanca konuşuluyor saat farkı ise GMT -1. Mafyaların bol olduğu bir bölge diyebilirim. Yolda görmüşsem de fark etmedim. Uçuş süresi iki ile üç saat arası değişiyor. Vize istiyor.

Tek bir havalimanı var. Duty Free'si oldukça küçük. Sular ise havalimanında 1.25£ ama İtalya'da musluktan da su içildiği için sürekli suya para vermenize gerek yok. Sanırım havalimanındaki tuvaletlerde içilmiyordu. 

Katanya'ya geldiğinizde Katanya Meydanı yani Duomo di Catania en canlı yeri. Bir sürü alışveriş yapabileceğiniz ünlü mağazalar, pazarlar var. Bence gece ve gündüz ayrı gezilmesi gerekilen bir yer. Mesela orada Kiliseler Caddesi var biz gece gittiğimizde etraf serseri kaynıyordu. Gece köhne olduğundan nasıl desem gerçekten uygun değil az kişiyle gezmek. Sizi korkutmak için değişik sesler çıkartıyorlar vb. Kiliseler Caddesi'nde bir sürü kilise görebilirsiniz. Meşhur Borgia Ailesi'ne yapılan kilise de o caddede. Hatta o caddede en çok ilgimi çeken bir kilise oldu. İsmini hatırlamıyorum ve bulamadım. Orası kendini dine adamış rahibelerin kaldığı bir kilise. Hiç dışarı çıkmıyorlar, halka kapalı bir kilise. Etrafı uzun bariyerlerle çevrili. Hala orada rahibelerin kaldığı söyleniyor. Arada üst kattan rahibelerin ilahi söylerken sesleri geliyor. Orada şu an kaç rahibe olduğunu sadece Vatikan biliyor.

Sicilya'nın en meşhur tatlısı Cannoli Fontana dell'Amenano'nun karşısındaki kafede yiyebilirsiniz.  Fakat o kafedeki biraz büyük. Başka kahve dükkanlarında daha küçüklerini bulabilirsiniz. Meydanın tam ortasında bir fil heykeli var. Şehrin simgelerinden biri.

Katanya Katedrali'ni kesinlikle görmeniz lazım. Aslında bence girebildiğiniz her kiliseye girin. Çünkü hepsinin içi farklı ve gerçekten çok güzeller.  

Meydan'da bir sürü turistik yer görebilirsiniz. Roma Amfitiyatrosu da bunlardan biri.

Taormina, Messina ilinde bulunan şirin bir kasaba. Yemek için bir sürü alternatif var. Kılıçbalığı tadabilirsiniz 60£ civarı olması lazım. Ben küçük bir pizzacıda yaklaşık dilimi 2£ olan Margherita yedim. İtalya'nın en leziz pizzaları Napoli'de yapılanlar ama ben Katanya'da başka bir pizzacıda yediğim pizzayla bu pizzanın arasında çok fark vardı. Bütün pizzaydı Katanya'daki ve gerçekten güzel değildi. Pizzacıdan pizzacıya fark var gerçekten.
Corso Umberto'da dükkanları gezmek gerçekten mükemmel. O kadar şirin bir sokak ki... Ben iki üç defa turladım diyebilirim. Bir sürü hediyelik eşya bulabilirsiniz burada. Ben burayı gerçekten çok sevdim bir diğer nedeni ise çok istediğim Benetton yağmurluğu tam tamına %50 indirim ile buradan aldım. Paskalya indirimi ve normal indirim olduğu için gerçekten çok şanslıydım. Türkiye'de sezon ürünleri indirime nerdeyse girmiyor Benetton'ın ve gerçekten hava yağmurlu ve çok soğuktu benim de bir yağmurluk veya üstüme geçirecek bir şeye ihtiyacım vardı. Gerçekten kendimi şanslı hissettiğim anlardan bir tanesiydi.

Sicilya denildiğinde genelde akıllara Mafya gelir. Mafya ilk kez ortaya Sicilya'nın güney kısımlarında ortaya çıkmıştır. Mafyaların konaklama merkezi olarak bilinir ayrıca Sicilya.
Godfather filminin çekildiği Savoca'dayız. Savoca'ya gittiğinizde gerçekten kendinizi 70'lerde gibi hissediyorsunuz. Bar Vitelli'yi işletmecisi hiç değiştirmemiş.
Bar Vitelli'de oturup kahve içebilirsiniz.

Yazının bu kısmında ise o meşhur aktif olan hatta mart ayında patlayan Etna Yanardağı'ndan bahsedeceğim. Genelde Sicilyalılar Etna'yı tüten sigaraya benzetiyorlar.
Etna'nın yüksekliği 3500 metre. Üç farklı kısımdan oluşuyor. 2000 metresine kadar otobüsle çıkabiliyorsunuz. Daha yükseğe çıkmak için teleferik ve özel hocayla çıkabilirsiniz. Genelde profesyonel olmak gerekiyor bu konuda.
Etna'ya çıkarken ilk durakta lavların arasında kalmış bu evi görüyorsunuz. Dilerseniz burada durup, lavlardan toplayabilirsiniz ben yaklaşık bir kilo toplamışım.
Silvestri Krateri ilk 2000 metre. Yere dokunduğunuzda hala sıcak olduğunu hissedebiliyorsunuz.
Muazzam bir Katanya manzarasını Silvestri Krateri'nde görebilirsiniz.

Burada ufak bir kafe-bar var. Hediyelik eşya buradan alabilirsiniz. Ben shot bardağı ve kolye almıştım. Volkan Ateşi denilen sert bir likör Etna'dan getirebileceğiniz en iyi hediye. İçinizi gerçekten ısıtıyor yani ismini gerçekten hak ediyor. Dilerseniz oradaki bardan tadıp satın alabilirsiniz.
Yazıya Alcantara Vadisi ile devam ediyorum. Burası bir milli park. Bir sürü fotoğraf çekebilirsiniz.
İlk önce botanik bahçeyi geziyorsunuz sonra dilerseniz ekstra ücretle aşağıya inip 50 metre derinliğindeki vadiye inebiliyorsunuz. Sığ olan kısma tabii.
Su gerçekten buz gibi. Yüzebilirsiniz hatta kanyon yürüyüşü bile yapabilirsiniz.

Arşimet'in memleketi olan Siracusa'dan bahsedeceğim. Burası bir Yunan Antik Kenti. Sicilya'da geçirdiğim en keyifli günü geçirdim diyebilirim.
Tekne turuyla başlayan günüm gerçekten çok keyifli geçti. Tekneyle mağaraları gezdik ve daha denize girilmediği için -su gerçekten çok soğuk- mağaralarda denize giremedik. Normalde temmuz, ağustos, eylül gibi giriliyormuş. Gerçekten içimde kaldı diyebilirim.
Ortigia'ya geçip Apollo Tapınağını, Diana Çeşmesi'ni görebilirsiniz oradan dümdüz ilerleyince Siracusa Meydanı'na çıkıyorsunuz.

Sicilya gezim bu kadardı gerçekten üzerinden bir ay geçtiği için bazı şeyleri, özellikle kilise adlarını, hatırlayamadım. Umarım sorun etmemişsinizdir ve yazıyı beğenmişsinizdir.
Umarım keyifle okuduğunuz bir yazı olmuştur. Görüşmek üzere.