30 Eylül 2016

Dizi Önerisi: Flesh and Bone

09:54
Mükemmel nedir?
Kusursuz.

Bilmiyorum beni ne kadar iyi tanıyorsunuz ben böyle herkes tarafından sevilen abartılan şeyleri sevmem. Böyle bilinmedik şeyler daha çok hoşuma gider. Snapchatte bu diziyi izlerken eklediğim snap çok ilginizi çekmişti. Ben de belki görmeyenler olmuştur diye bu yazıyı yazayım dedim. 


Flesh and Bone bir mini dizi. 8 bölümden oluşuyor internette 8 bölümü de ekli. Dizi, Clarie'in geçmişinden kaçmak için New York'a taşınıp sonraki hayatını anlatıyor. Daha doğrusu geçmişinin onu bırakmadığını. New York'un en prestijli bale okulunun seçmelerine katılmasıyla bir anda hayatı değişiyor diyebiliriz. Clarie'in masumluğu, diğer karakterlerin duyguları olsun yoğun olarak hissediliyor. 


Dizideki balerin ve baletlerin mükemmel olmak için çabalayışlarını izleyeceğiz. Hatta dizi bize mükemmelliğin ne olduğunu gösterecek.


Hatta karakterlerin kişiliklerini bile tam çözdüm derken meğer yanıldığınızı anlayacaksınız. Dizi sizi şaşırtacak.


Dizinin başrolü Sarah Hay, 8 yaşından beri bale yapıyor. Daha önce de Black Swan'da rol almış hatta.


Diziyi, Breaking Bad'ten tanıdığımız Emmy ödüllü Moira Walley-Beckett yarattı. 


Dizi zaten bana göre mükemmel ama introsu daha başka. Ben introsuna bayıldım desem yeridir. 
Umarım severek izleyeceğiniz bir mini-dizi serisi olur. Bir sonraki yazıda görüşürüüüz.
Bu arada dizinin fragmanını alta ekledim. İzleyin canıms.

29 Eylül 2016

O Bir Prenses: Prenses Madeleine

11:25
Ufaktan royal familylere el atayım dedim ve sonuç bu yazı. Uzun zamandır aklımdaydı desem yalan olur şimdi Kate ve William'ın Kanada turu haberlerini okurken aklıma geldi. İlk Kateciğimi yapacaktım fakat onu daha sonraya saklıyorum. Ben de Prenses Madeleine yazısı hazırlamak istedim, hatta bir sonraki yazıda da kız kardeşi Prenses Victoria'yı yazarım büyük ihtimalle. Zaten yazılmadık prenses kalmazsa düşeslere falan da el atarım ya da olmadı geçmişe döneriz. 


10 Haziran 1982'de İsveç'in başkenti Stockholm'de doğdu. Babası, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf annesi, İsveç Kraliçesi Silvia'nın en küçük kızıdır. Ailenin ikinci kız çocuğu olan Madeleine ablası ve abisinden sonra tahtın üçüncü varisidir. 
Bu kadar bilgi yeter diyerekten bodoslama düğününe dalıyorum. 


İngiliz işadamı Christopher O'Neill ile resmi olarak 2011 yılının haziranında ilişkileri başladı. 25 Ekim 2012 tarihinde resmi olarak nişanlandıklarını duyurdular. 2013 yılının nisan ayında, 8 Haziran 2013'te evleneceklerini duyurdular. Zaten fotoğraflarda göreceksiniz mutluluğu gözlerinden okunuyor.


Ay birde her fotoğrafta kusursuz çıkmış. Prenses olduğundan için sanırım.


Prenses'in gelinliği Valentino tasarımı. Gelin tacından tutun buketine kadar zaten her şey mükemmel. 


Tabii "Royal Wedding" bitti ve geriye bu güzel fotoğraflar kaldı. Bu fotoğrafları görünce aşka inancım daha da artıyor. Cidden aşırı yakışıyorlar. 


İlk fotoğraf Prenses ve kızı Prenses Leonore'un fotoğrafı. Prenses Leonore, 20 Şubat 2014'te New York'ta doğdu. İkinci fotoğraf Prenses, oğlu Prens Nicholas ve eşinin fotoğrafı. Prens Nicholas, 15 Haziran 2015'te Stockholm'de doğdu. Üçüncü fotoğraf ise Prens Nicholas'ın vaftiz töreninden. Prenses Madeleine oğlunun vaftiz töreninde Valentino elbiseyle karşımıza çıkıyor stil konusunda belirteceğim. 


Şubat 2015'te İsveç Krallığı ailenin Stockholm'den New York'a taşındığını bildirdi. Daha sonra Prens Nicholas'ın doğumuyla O'Neill'in işleri nedeniyle ailenin Londra'ya taşındığını bildirdi.


Basın karşısında genelde elbise ile görüyoruz. Mavi rengi çok yakıştırdım kendisine. Genelde dizüstü elbise tercih ediyor. İkinci fotoğraftaki ayakkabılarının inci detaylarına bayıldım. Her fotoğrafta hanım hanımcık çıkmış ay ben bu Prensesi Kate'den daha çok sevmeye başlayacağım. Zaten bir aralar dedikodular çıkmıştı Kate Middleton, Prenses Madeleine'in güzelliğini kıskanıyor diye. 


İlk fotoğraf 2010 senesinden olması lazım. Ben parçayı sevmediğim halde Prenses'e çok yakıştırdım. Rengidir, taktığı choker olsun yani elbiseyi elbise yapan Prenses bence. İkinci fotoğraftaki Elie Saab elbise kendisine aşırı yakışmış. Ama keşke burnu açık ayakkabı tercih etmeseymiş. Üçüncü fotoğrafta zaten kusursuz görünüyor.  


Günlük hayatında rahatlığı seçen Prenses sanki içimizden biri gibi yani nasıl desem alışverişe çıkmışsın tanımadığın insanlar geçiyor yanından o da böyle geçebilir yani giydiği kıyafetler "ben prensesim! bana odaklanın" diye görünmüyor.


Saç aksesuarını ablası Prenses Victoria daha sık kullanıyor. Prenses Madeleine az kullandığı halde kıyafetine uygun güzel parçalar seçiyor. Ben kendisine çok yakıştırdım. Ama üçüncü fotoğrafı gelinin görümcesinin kınada taktığı çiçeklere benzettim. 


Çok az fotoğraf bulabildiğim için stil konusunu detaylandıramadım. Bir sonraki yazı umarım daha detaylı olsun. Sırada hangi prenses olsun yorum olarak belirtebilirsiniz eğer belirtmezseniz ya Prenses Victoria olacak ya da Prenses Sofia. Bir sonraki yazıda görüşürüüz. 

25 Eylül 2016

Film Önerisi: Mustang

10:53
Film hakkında bir sürü eleştiri okudum. Eğer siz de filmi izledikten sonra konusuna değil de mekanına, konuşmalara veya kusurlara takılacaksanız bu yazıyı kapayın filmi de izlemeyin diyerekten yazıya başlıyorum.



Yaz tatilindeyken bi ara festival filmlerine acayip takmıştım. Yine snapte beni eklemiş olanlar bilir, eklemeyenler de eklesin @yoztargaryen, bu filmi izlediğimi ve olumsuz hiçbir şey yazmadığımı görmüşsünüzdür. Üzülerek söylüyorum ki, ülkemizde yaşanan olayları ele alınarak bu film çekilmiş. Bazı kendini eleştirmen sanan sözlük yazarları, filmin sadece batıya kendimizi acındırarak ülkemizi kötü göstermek için çekilen bir film olduğunu söylüyor. Afedersiniz ama, aile baskısı, görücü, kızların küçük yaşta evlendirilmesi, elalem ne der, ensest ilişki, muhafazakar toplum ülkemizde var olan bir sorun. Bunu haber izlemeyen biri de çevresine bakarak anlayabilir. Filmde seyirciye aktarılan konu yerine insanlar sanki ülkemiz güllük gülistanlıkmış gibi bu filmin mantık hatalarına, üslup, şive ve diğer alakasız şeylere bok atmış durmuş. Yorumlar benim gibi filmin konusunu anlayarak izleyenlere bence über saçma gelecek bir şekilde.



Filmin konusu, İnebolu'da geçen bir hikayeyi ele alan Mustang, beş kız kardeşin özgürlükleri için verdikleri mücadeleye odaklanıyor. Lale ve kardeşleri oynadıkları bir oyunun çevreleri tarafından beklenmedik bir skandala dönüştürülmesi sonucu adeta ev hapsine mahkum olurlar. Bu durum öyle bir noktaya sürüklenir ki evde evlilik planları dahi yapılmaya başlanır. Ancak beş kardeş üzerlerinde kurulan bu baskıları yenip özgürlüklerine kavuşmak için yeni yollar arayacaktır. Başlıca rollerini Güneş Şensoy, Doğa Doğuşlu, Elit İşcan, Tuğba Sunguroğlu ve İlayda Akdoğan'ın paylaştığı filmin yönetmeni Deniz Gamze Ergüven.
Yönetmen Deniz Gamze Ergüven'in ilk uzun metrajlı filmi ve bu yüzden de tebrik ediyorum. Size filmi izlemeniz için bir neden daha sunuyorum, filmin yönetmeni bir kadın ve daha ilk yönettiği uzun metrajlı film Akademi Ödüllerine aday oluyor. Bence büyük bi başarı. Kimse bu başarıyı o eleştirilerle çöpe atamaz.
O beş kardeşin yaşadığı duyguları siz de hissediyorsunuz filmde. Gerçekler yüzünüze iyi çarptırılıyor yani.


Yönetmen Deniz Gamze Ergüven ilk olarak Türkiye adında aday adayı olmak için başvuru yaptı ama Sivas filmi seçilince, Ankara doğumlu fakat 2 yaşında ailesiyle Fransa'ya taşınan D. Gamze Ergüven emeğinin çöpe atılmaması için Fransa adına aday adayı olmak için başvuru yaptı. Türk-Fransız yapımı bu film, 1956 yılından sonra ilk kez Fransa Fransızca olmayan bir filmi aday gösterdi.
En İyi Yabancı Dilde Film dalında ilk beşe girmeyi başaran Mustang Altın Küre'ye de aday oldu.


Toplamda ödüle 38 adaylığı olan Mustang, Cannes'da dahil 16 ödül aldı.


Bir sürü festivalde ayakta alkışlanan Mustang'i ülkemizde yaşayan her kadının izlemesini gönülden izliyorum. Ama daha önce dediğim gibi sadece filmin konusuna odaklanarak. Yazının altına filmin fragmanını bırakıyorum. Bir sonraki film önerisinde görüşmek üzere.

22 Eylül 2016

Mocha Tarifi

11:31
Merhaba arkadaşlar malum sonbahar geldi bizde sizlere evde yapabileceğiniz bir mocha tarifi hazırladık. Bu yazıda bana yardım eden eski baristalardan Ömer'e çok teşekkür ediyorum :) yani onun sayesinde varoldu bu yazı diyebilirim.
Bildiğiniz gibi mocha espresso bazlı yoğun çikolatalı bir kahvedir. Bu tarifte evde en lezzetli nasıl yapılır onu tarif edeceğim. Her ne kadar espresso bazlı bir kahve olsada eğer evinizde espresso makineniz yoksa filtre kahve ile de yapabilirsiniz. Ben hemen tarife geçeyim.

İlk olarak çikolatayı seçelim. Mocha bitter çikolata ile yapılır eğer White Mocha istiyorsanız beyaz çikolata kullanmalısınız. Bu seçimi yaptıktan sonra çikolatayı alalım. Marka vermeyi sevmem ama tavsiye verirsem bilinen kahve zincirlerinden birinin çikolatasını öneririm :) Unutmayın çikolatalar sade olacak.


Sıra kahvemizi seçmeye geldi. espresso ile yapıcaksanız kendi sevdiğiniz espresso çekirdeği ile yapın. Eğer filtre ile kahve yapıcaksanız yine sevdiğiniz kahve çekirdeğini kullanmanızı öneririm ama bu konuda dikkat etmeniz gereken nokta hazırlayacağınız filtre kahvenin yoğun olması lazım.



Evet artık tarife geçelim;
Çikolatayı eritiyoruz veya toz çikolata aldıysak bu aşamayı atlayalım.
Hazırladığımız espresso shotlarını -1 fincan için 2 shot öneririm- çikolata ile fincanın içinde karıştırın. -filtre kahveyi de aynı miktarda olucak.

Sonra latte kıvamında hazırladığımız sütü fincana dairesel hareketlerle döküyoruz.
Eğer arzu ederseniz üzerine krema koyun, Afiyet olsun :)

16 Eylül 2016

El ve Ayak Bakım Kürleri

03:10
Selamlar !!! Bugün sizlere evde yaptığım el ve ayak bakım kürlerini anlatacağım yapılışları kolay ama etkilidir.


Umarım sizler de memnun kalırsınız...


Tırnaklarınızı uzatmayı seviyor olabilirsiniz ama uzatınca da hemen kırılıyor olabilir bunun için ılık limonlu suda bekletebilirsiniz. Bu tırnaklarınızı hem daha sağlam kılar hemde parlak. Bu işlemi yaptıktan sonra ellerinize nemlendirici krem sürmeyi de unutmayın.


Ayak bakımında yapabileceğiniz bakım kürü çok basit bir kabın içine ılık su artı karbonat koyuyorsunuz bu işlemi on beş dakika bekletiyorsunuz. Daha sonra kurulama işlemini yapıyorsunuz ve ardından krem sürüp işleminizi bitiriyorsunuz.


Badem yağını genelde kış aylarında uyguluyorum daha etkili oluyor ve ellerinizin çatlamasını önlüyor. Kürü uygulamak için bir çay kaşığı badem yağını ellerinize ovalayarak sürün ve sıcak havlulara sararak bekleyin. Ellerinizde ki fazladan yağı alın ve kullandığınız el kremini sürün. 


Düzenli olarak yapıldıklarında gerçekten işe yarıyorlar bunu sizlerde görüceksiniz iyi günler dilerim...

9 Eylül 2016

Toni&Guy Casual Sea Salt Texturing Spray, sana uygun mu?

09:23

Merhaba kızlarcım. Bu yazıda Toni&Guy'ın en popüler ürününü konu aldım. Snapchatinizde ekliysem bilirsiniz, arada bu spreye nefret kusuyorum bazen tekrardan şans veriyorum içerikli birkaç snap atmıştım. Daha sonra bu sprey hakkında yazı yayınlayacağımdan bahsetmiştim. Kafanızdaki soru işaretlerini yok etmek için bu yazıyı hazırladım. Umarım ürünü almakta kararsız olan arkadaşlara yardımcı olurum.


"Ürünün üzerindeki bilginin aynısını alta başlıyorum.
Hafif bir tutuş ile saçınızı şekillendirirken,  dolgunluk ve hacim verir. Her saç tipi için uygun olup, denizden henüz çıkmışçasına belirgin ve doğal görünüm yaratır."
Arkadaşlar ben bu ürünü kimseye sorup almadım. Arkadaşım önerdi onu dinleyerek aldım. Memnun kalmadığımı anlamışsınızdır artık diye umuyorum. Watsons'da çalışan bir görevliye bu spreyi nasıl "doğru" kullanmam gerektiğini sordum. Kadın bana, saçım kalın telli olduğu için bir etki yaratmayacağını, en iyi etkiyi de düz ve ince telli saçta verdiğini söyledi. Burada haklı çünkü saçım hiçbir şekilde "şekillendirmedi, dolgunluk ve hacim" vermedi. Zaten spreyin içinde doğal olarak deniz tuzu olduğu için saçınız yapış yapış oluyor. Alan birçok insan, o denizden henüz çıkmışçasına belirgin ve doğal görünümü yakalayamamış. Sözlükte olsun, çevremde olsun görüyorum. 



Spreyin üzerinde nasıl kullanmamız gerektiği de yazıyor. 
"Doğal ve dağınık dalgalar yaratmak için, nemli ya da kuru saçınıza eşit bir şekilde sıkın ve ellerinizle şekil verin."
Yukarıdaki yazıyı okuyunca benim gibi ürünü sevmeyenler, "ben nerede hata yaptım" diye düşünmeden edemiyordur. 



Spreyin kokusu sanırım sprey hakkında sevdiğim tek şey.
 Ürünün fiyatı hakkında bilgi vereceğim.
200 mlsi 40 TL, 75 mlsi 20 TL.
Bazen Watsonslarda indirim oluyor. O zamana denk gelirseniz ve ürünü cidden merak ediyorsanız denersiniz. Öyle abartıldığı gibi cidden bir ürün değil. Umarım yardımcı olmuşumdur. 
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle...

5 Eylül 2016

Gigi'nin Dünyası: TOMMYxGiGi

07:54
Geçen yılın aralık ayında size, Gigi Hadid'in Tommy Hilfiger için özel bir kapsül koleksiyon hazırlayacağından bahsetmiştim. Geçtiğimiz günlerde koleksiyonun lansmanı yapıldı. 1 Eylül itibariyle online satışa sunulan bu koleksiyon 10 Eylül'de mağazalarda olacak.


Hadidler, Hilfiger ile aile dostu. Tommy, Gigi hakkında verdiği bir röportajda bunu dile getirmişti. Gigi'yi tanıması ve Gigi'nin bir anda yükselen ünü, Gigi'nin marka elçisi olmasını sağladı.
Koleksiyon parçaları, Tommy Hilfiger'ın "Amerikan cool" tarzı ve Gigi'nin yenilikçi bakışı ile birleşerek oluştuğunu aşağıdaki fotoğraflardan anlayacaksınız. 
Koleksiyonu ilk defa burada inceleyeceğim. Birkaç hafta sonra Zorlu'daki Tommy Hilfiger mağazasına gidip ürünleri inceleyeceğim. 
Snapchat üzerinden paylaşacağım. O yüzden snapchat hesabımı ekleyin, @yoztargaryen ::):):)):)))


Öncelikle benim koleksiyondan en beğendiğim parça yukarıda. Haki rengi mont cidden çok hoşuma gitti. Ben Gigi'nin her yere ismini yazmasından hoşlanmıyorum yani bana egoistlik gibi geliyor şimdi bu kapsül koleksiyonu o hazırlamış tabii ki ismini yazabilir diye düşünenler olacaktı ama ben çantayı ne kadar beğensem de almam. Yani ismim "g" harfi ile başlasa orası ayrı...


Kısa elbise güzel, belindeki kemerle çok güzel duruyor. Önü açık platformda güzel. Ya sanırım yukarıdaki looklardan beğenmediğim bir parça yok. Gayet güzel sevdim. Tüylü hırka kaşındırıyor mu acaba diye düşünmeden edemedim adshkjlşk elimde değil. 


Tüylü monta BAYILDIM. Mağazaya gittiğimde ilk işim fiyatına bakacak olmam. Yırtık jeanleri sevdim. Genelde giymem ama çok aşırı yırtığı yok ve güzel duruyor.



Boğazlı kazak güzel ama keşke boğazlı olmasaymış. Boğazlı ürünler beni daraltıyor ve ben rahatsız oluyorum. Bu koleksiyonda yüksek bel pantolonlar kullanılmış. Pantolonların cep detayları hoşuma gitti. Elbisenin uzun halini pek sevmedim ama çokta kötü değil.


Boğazlı kazağın elbise hali daha da güzel. Sonbahar için çok güzel bir parça kabanla olsun güzel kombin yapılır. Kaptanvari ceket Gigi'ye aşırı yakışmış. Modeli olsun bilmiyorum ben çok yakıştırdım. Ama tulum biraz bizimla değılsan olmuş. Neden bu koleksiyonda trikolar ve kazaklar boğazlı? Amerika'da sürekli boğazlı giyen mi var? Onlar için mi yani?

Neyse çok uzatmadan bu koleksiyon için özel çıkartılan bir ürünle karşınızdayım.
Tada... "The Girl"


Aslında "The Girl" koleksiyondan önce çıktı. Ağustos ayında mağazalarda yerini aldı. Taze ve yeni koku ilhamını Gigi'nin özgür ruhu ve doğallığından alıyormuş.
Yeşil armut, sedir ağacı, menekşe yaprağı ve kadifemsi yasemin esanslarını bir araya getiren bu feminen parfüm çarpıcı kokusuyla dikkat çekiyor şeklinde tanıtıldı.


 Gigi ise "The Girl" hakkında, benim için her anın değerini bilmek, gülebilmek ve beni mutlu eden her şey ile yakın olmak anlamına geliyor, diyor.


"TOMMYXGiGi" ile Gigi bize dünyasını epey açtı gibi geldi bana. Ben koleksiyonu sevdim, bazı parçalar dışında, yani öyle çamur atılacak bir yanı yok. Emek var sonuçta ve bir yıldır hatta belki de daha fazla bir zaman bu koleksiyon üzerinde çalışıldı. Alta koleksiyonun ve parfümün tanıtımını ekliyorum. Umarım yazıyı sevmişsinizdir. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle...


1 Eylül 2016

Konu: PIERCINGLER

11:05


Merhabalar ! Başlıktan da belli olduğu üzere konumun rotasını piercinglere çevirdim. 



 Piercing tanıtımına başlamadan önce küçük ama önemli bir uyarıda bulunmak isterim ki sakın piercinglerinizi hijyenik olmayan yerlerde veya tek başınıza özellikle acemi iseniz yapmayın çünkü vücudunuzda açık yara oluşturuyorsunuz bu mikrop kapma olaylarına zemin hazırlar. Özellikle kulak piercinglerine çok dikkat edin ve bilen birine yaptırın kulaktan sinir damarları geçer yanlış bir delim sizi yüz felci gibi ağır sonuçlara götürebilir.



Helix Piercing 
Helix piercing kulak kıkırdağının en dış halkasına takılır iç kıkırdağa göre daha hızlı iyileşir




Tragus Piercing 
Tragus koni şekilli kıkırdak çıkıntısına takılır. Bu çıkıntı kafatasıyla birleşik bir kıkırdak olduğundan daha dikkatli delinmelidir, daha özen göstererek temizlenmeli ve düzenli bakımları yapılmalıdır. Aralarında en güzeli bence Tragus.


Industrial Piercing 
Geldik mi düşünülmesi gereken en ama en önemli piercinge. Bunu dememin sebebi bu piercing fotoğrafta da görüldüğü üzere iki taraftan delimle yapılır ancak takılan küpenin çubuğu diğer piercinglere göre daha kalındır e haliyle de daha çok acı. Delindikten sonraki yara en az 2yıl içerisinde iyileşir ancak iyileşirken bakımına da çok dikkat etmek gerekir kimyasal madde (saç boyamak vb.) değmesi halinde yara daha kötü bir hale gelebilir ve kulağın üst kıkırdağını kaybedebilirsiniz... 




Anti Tragus Piercing 
İsminden rahatsız olan tek kişi ben değilimdir umarım Anti Tragus piercing, Tragus piercingin tam karşısına ikinci kıkırdak halkasına gelecek şekilde delinir. İyileşmesi kısa sürede gerçekleşir tabii siz dikkat edip düzenli bakımını yaparsanız.

Kulakta bildiklerim bu kadardı şimdi gelelim yüz kısmına.



Dil Piercing
Deldirdikten sonra dilde şişme görülmesi gayet normaldir. Dil olduğundan mikrop kapması daha hızlı olur bu yüzden de ağız bakımına dikkat etmeniz gerekir. Dil piercingi, piercingler arasında en acı verendir yani ben öyle bilmiyorum.neyse. Tamamiyle iyileşene kadar sıvı yemekler tüketmeniz sizin hayrınıza olur çünkü katı yemekleri yerken devreye dilde giriyor ve  orada açık bir yara olduğundan canınızı fazlasıyla yakabilir. İyileşme süreci on veya on beş gün sürer ama dikkat edilmezse bu daha da uzun sürebilir.




Kaş Piercing 
Kaşın bitim noktasından tahmini bir parmaklık bir boşluk bırakılarak delinir. İyi bakıldığında altı veya sekiz hafta içerisinde iyileşir. Kaş piercingi kaşın dokusundan dolayı delim esnasında büyük bir acı hissettirmez, delindikten sonra küçük sızılar hissedebilirsiniz. Bu piercingde dikkat etmeniz gereken şey delim şeklidir yanlış delimle kaş küsebilir ve delinen yerlerde bir daha çıkmayabilir. 




Septum Piercing
Burunda iki deliğin arasında ki burun duvarının delinmesi ile oluşur. Burda dikkat edilmesi gerekilen burun kemiğinden delinmemesidir iyileşme süreci kaşta da olduğu gibi altı veya sekiz hafta sürer. Septumun en iyi yanı gözükmesini istemediğinizde içeri doğru çevirerek saklayabilirsiniz tabii deldirdikten sonra yapmayın çünkü büyük bir acı hissedebilirsiniz.




Nostril Piercing 
Bildiğimiz hızmanın yabancı adı. Burunun yanında bulunan kanatlardan delinir. İsteğe bağlı her iki taraftan ya da tek taraflı delinerek uygulanır. İyileşme süreci iki ay sürer. Bu piercingde  tabancayla deldirme gibi bir şeyi sakın ha düşünmeyin dokuya zarar verebilir ve rahatsızlık yaşayabilirsiniz.




Bildiklerimi sizlerle paylaştım umarım yazıyı beğenmişsinizdir ve size bir nebzede olsa yardımcı olmuştur.



Öne Çıkan Yayın

Doğal Peeling (3 etki bir arada)

Hepimiz biliyoruz ki peeling cilt sağlığımız için çok faydalı. Peki size bütçenize katkı sağlayan, doğal ve de 3 etkiyi( siyah nokta aza...

Popüler Yayınlar